Akıllı Telefon Bağımlılığının 5 Yan Etkisi

2015 Ekim itibarıyla dünya üzerinde 1.91 Milyar akıllı telefon kullanılmakta. Kaba bir hesapla her 4 kişiden birinde bir akıllı telefon var. Ve bu oran gittikçe artıyor (2013 yılında bu oran 5’e 1 idi).

Bu yoğun kullanım doğal olarak bağımlılığı ve bu bağımlılık da bir çok yan etkiyi birlikte getiriyor. Gelin bu yan etkilerden en sık rastlananlarına bir göz atalım:

1. Kısa Mesaj Pençesi (Text Claw) ve Cep Telefonu Dirseği (Cell Phone Elbow):

Text Claw, tıbbi olmayan bir terim olsa da bir süredir parmakların, özellikle de başparmağın uzun sürelerle akıllı telefon ekranın üzerinde gezinmesi sebebiyle kramplar ve uyuşmalar geçirmesi halini tanımlamak için kullanılıyor. Telefonu çok uzun sürelerle kullanmak tendonlarda iltihaplanmalara ve tendinit ya da karpal tünel sendromu gibi var olan rahatsızlıkların artmasına sebep oluyor.

Benzer şekilde Cell Phone Elbow da dirseğin uzun sürelerle bükülü durumda kalmasından dolayı yüzük ya da serçe parmaklarda oluşan karıncalanma ve hissizlik durumu için kullanılan bir terim.

Uzun sürelerle akıllı telefonunuzu kullandığınızda kendinizi yorgun, bitkin, sinirli veya rahatsız hissediyorsanız esneme hareketleri yaparak vücudunuzda ve eklemlerinizde biriken stresi atmayı denemelisiniz. Bileklerinizi ters yöne doğru esnetmek, dairesel hareketlerle döndürmek, avuçlarınızın içlerini birbirine değecek şekilde yapıştırıp, her iki taraftan ittirmek bu konuda deneyebileceğiniz egzersizlerden bazıları. Ağrı ve şikayetleriniz uzun süre devam ederse, sıcak kompres uygulayabilirsiniz. Eğer yine geçmiyorsa bir doktora görünmeniz gerekebilir.

2. iDuruş (iPosture) ve Kısa Mesaj Boynu (Text Neck):

Uzun süre hareketsiz bir şekilde kalarak telefonunuza bakmak boynunuza ve sırt kaslarınıza ciddi zarar vermekte. Doktorlar, telefonunuzu kullanırken vücudunuzun aldığı şeklin boyun ve sırt bölgenize verdiği zararı iPhone’a gönderme yaparak “iDuruş” veya “Kısa Mesaj Boynu”  olarak adlandırıyor. İngiltere’de yapılan bir araştırma, bilgisayar, tablet ve telefon kullanırken uzun sürelerle kambur şekilde duran genç yetişkinlerin %84’ünün sırt ve boyun ağrılarından şikayetçi olduğunu gösteriyor.

Duruşunuzu düzeltmek veya cihaz kullanımını azaltmak ağrıların hafiflemesini ve boyun zorlanmasının azalmasını sağlayacaktır. Görüntüsü tuhaf gelse de telefonu aşağıda tutmak yerine yüzünüzün hizasında ve kafanızdan mümkün olan en uzak pozisyonda tutulması vücudunuza daha az zarar verecek bir pozisyondur.

3. Ekrana Bakma Sendromu (Computer Vision Syndrome):

Minik harflerle yazılan mesajlara bakmak, yüzlerce, binlerce tweet içeren ekranları takip etmeye çalışmak gözleri aşırı bir şekilde yorar, görüntünün bulanıklaşmasına, baş dönmesi ve gözbebeklerinde kurumaya sebep olur. Ayrıca bulanık görüntü ve boyun kaslarının zorlanması baş ağrısını da tetikleyebilir.

Göz problemleri yaşamaya başladıysanız telefonunuzda kullandığınız font boyutunu arttırmanız, telefonu yaklaşık 40 cm uzaktan kullanmayı alışkanlık haline getirmeniz ve her birkaç dakikada bir gözlerinizi telefon ekranından ayırarak uzağa bakmanız önerilmektedir.

4. Nomophobia:

“No-mobile-phone-phobia” kelimelerinin kısaltmasıdır ve Cep Telefonsuz Kalma Korkusu olarak Türkçeleştirilebilir. 2012 yılında İngiltere’de 1.000 kişi üzerinde yapılan bir araştırma cep telefonu kullananların %66’sının telefonlarından ayrı kalmaktan korktuğunu göstermektedir. Nomophobia’nın bazı belirtileri, kişinin telefonu yanında olmadığında veya kullanamadığında görülen sinirlilik hali veya negatif davranışlar, takıntılı bir şekilde ve sık sık telefonun yanında olduğunu kontrol etme isteği ve sürekli olarak telefonu kaybetme kaygısı yaşama olarak sıralanabilir. Aynı araştırma kadınların erkeklere göre bu korkuyu daha fazla yaşadıklarını göstermektedir.

Uzmanlar, Yoga veya Nefes Terapisi gibi genel kaygı hafifletici yöntemlerin Nomophobia için de etkili olduğunu belirtiyorlar.

5. Hayalet Titreşim Sendromu (Phantom Pocket Vibration Syndrome):

Indiana Üniversitesinden bir profesör öğrencileriile yaptığı araştırmada, katılanların %89’unun telefonları çalmasa da sanki çalıyormuş/titreşiyormuş gibi hissettiklerini tespit etmiş. Aynı araştırma mesajlaşma ve sosyal medyaya bağımlılığı yüksek olan öğrencilerde telefonları gerçekten titreşmediğinde daha yüksek kaygı ve sinirlilik hali görüldüğünü göstermekte.

Telefonunuzun titreşim özelliğini kapatarak ve mesajlarınızı ya da sosyal medya uygulamalarınızı sadece belirlediğiniz saat ve sürelerde kontrol etmeniz bu sendromla baş etmek için tavsiye edilen bir yöntem. Ayrıca telefonunuzu yanınızda bulundurduğunuz sürelerde titreşimini hissetmeyecek bir pozisyonda (örneğin pantolon cebi yerine ceket cebi veya çanta içerisinde) bulundurmanız da iyi bir fikir olabilir.