Geleceğin Dünyası Nasıl Olacak? (I)

Geleceği hayal etmek, öngörmek, tahminlerde bulunmak yüzyıllardır var olan bir durum. Modern zamanların yeni medyumluk denemeleri ise geleceğin teknolojisini tahmin etmek üzerine kurulu. Literatür, geleceğin teknolojisine dair öngörülere sahip kitaplar, filmler, dizilerle dolu. Zaman ilerleyip, teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerlemeye devam ettikçe, geleceğe dair öngörüler de paralel evrenler halinde kendini tekrarlamaya başlıyor. Bir yandan geleceğe dair yeni öngörüler yapılırken, bir yandan da geçmişte yapılan öngörüler tartışılmaya devam ediyor.

 

1.2

 

Bu konuda en popüler örneklerden ikisi Geleceğe Dönüş filmi ve Jetgiller. 30. yılında Geleceğe Dönüş filminin neler getirdiğini, neler götürdüğünü Live A+ sayfalarında okudunuz. Jetgiller konusu ise daha ilginç çünkü çok daha geçmişten, ’60’larda yapılan öngörülerden oluşuyor. Efsanevi Hanna-Barbera ortaklığının değerli eserlerinden biri olan bu popüler kültür ürünü, insanların geleceği hayal etmelerinin aslında o geleceği şekillendirmesinin bir parçasını göstermesi açısından çok önemlidir. Her ne kadar dizide bahsedilen gelişmelerin tamamı henüz gerçeğe dönüşmemiş olsa bile bu yarın gerçekleşmeyecekleri anlamına gelmiyor. Burada önemli olan bu konuda kafa yormak ve yarının dünyasında insanların neye ihtiyaç duyacaklarını düşünmekten geçiyor.
Ve bu yaptıklarının bir adı var: Fütürizm.

 

1.1
Christopher Richard Wynne Nevinson – The Arrival 1913

 

Geçtiğimiz yüzyılın başında bir sanat akımı olarak ortaya çıkan ancak sonrasında gelişerek sadece sanatla kısıtlı kalmayıp hayatın her alanını içerisine alan bir “bakış açısı” aslında fütürizm. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu konuda zihin çalıştıran bir çok değerli insanın bir araya gelerek kurduğu bir dernek bile var: Türkiye Fütüristler Derneği

 

Adı ve konumu her ne şekilde olursa olsun, geleceği hayal etmenin onu şekillendirme yolunda atılmış en önemli adım olduğu su götürmez bir gerçek. Öyle ya, insan hayal etmediği bir şeyi nasıl gerçekleştirebilir?

 

Örneğin, Steve Jobs. Zamanının ötesinde, geleceğin şekillendirilmesinde önemli rol oynamış, yüzyılımızın modern “bilge” lerinden. En önemli görüşlerinden biri müşterileri talepleri ile ilgilidir. Jobs, pazar araştırmalarını ve müşteri talep anketlerini hiç sevmez, çalışanlarının ve şirketinin müşterinin talep edeceği yenilikçi dikili escort ürünleri geliştirmesi gerektiğini düşünürdü. Şu ünlü sözünü hatırlayın: “Müşteriler biz onlara gösterinceye kadar ne istediklerini bilmezler.”

 

1.4

 

Jobs’ın bu konuda en önemli dayanak noktalarından biri de, dünya tarihindeki bir diğer önemli şahsiyet, Henry Ford’un “Eğer müşterilere ne istediklerini sorsaydım bana muhtemelen ‘daha hızlı bir at!’ derlerdi” sözüdür.

 

İkisi de haklıdır. Tüketici talepleri tabii ki üretici için çok önemlidir ancak tüketenden, henüz olmayan bir ürünü talep etmesi beklenemez. Günün gerçekleri, geleceğin ihtiyaçlarını öngörmek için mucidin, yenilikçinin, üreticinin en önemli esin kaynağı olmalıdır. Öyle olmasaydı otomobil ve iPhone gibi dünyayı şekillendiren iki müthiş icat belki de hiçbir zaman gerçeğe dönüşmezdi.

 

Yarın, bugünden şekilleniyor. İyi bir fikir, çok iyi bir yeni ürünün kıvılcımı olurken, o çok iyi ürün, bir başka iyi fikri tetikleyebiliyor. O iyi fikirden yola çıkarak yapılan bir yenilik, dün aslında hiç olmayan bir ihtiyacın oluşmasını sağlayabilir ve tabii ki o ihtiyaç için de yepyeni ürünler üreten, yepyeni sektörler ve bu yolda kafa patlatan yepyeni bir işgücü gerekecektir. Yani aslında herşey birbirine bağlı. Bir kartopu misali, geleceğe ait gelişme önlenemez durumda.

 

1.6

 

Tabii ki bu önlenemezliğin, gelişmenin, yeniliğin, ilerlemenin yan etkileri de var. Atom bombası tamamen insanlığın iyiliği için yapılan icatların bir ürünü olmasına rağmen birlikte getirdiği trajediler herkesin malumu. Dolayısıyla gelişme her zaman iyi sonuçlar doğurmayabiliyor. Beklenmeyen negatif etkilerin dışında çok iyi niyetli fikirlerden doğan yenilikler bile şu meşhur “kötü niyetli ellerde” dünyanın en tehlikeli silahlarına dönüşebiliyor. Son 50 yıl içinde üretilen bir çok edebiyat ve sinema ürünü tüm dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü niyetli, belki şizofrenik kahramanlarla dolu. Üstelik bunların bir kısmı bizzat o teknolojiyi geliştirmeye çalışan bilim adamları.

 

Tabii ki bu yan etkiler yeniliğin ve gelişmenin önüne geçemeyecek. Sonuçları iyi de olsa kötü de olsa gelişme devam edecek. Bizi hangi gelecek bekliyor hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Sonunda dünyayı kötü niyetli bir bilim veya konak escort
devlet adamının mı, uzaydan gelen düşmanların mı yoksa kendi kendine gelişen ve sonra kontrolden çıkan robotların mı mahvedeceğini belki biz değil ama gelecek nesiller görecek.

 

1.5

 

Peki, gelecek gerçekten nasıl bir dünya olacak? Yukarıda da bahsettiğimiz fütüristlerin üzerinde düşündükleri en önemli konu bu aslında. Ve bu düşünceler, yenilikçilere, mucitlere, bilim adamlarına ışık tutarak kartopunun gelişmesine katkıda bulunuyor.

 

Ben de kendi adıma gelecekte neler olacağı, çocuklarımızın, torunlarımızın dünyasının nasıl bir yer olacağı üzerine zaman zaman kafa yorarken buluyorum kendimi. Yazımın devamında bu düşünceler sonrasında vardığım bazı sonuçlardan bahsedeceğim.

 

1.3

Altuğ TATLI hakkında 143 makale
1971 Çanakkale doğumluyum. İzmir’liyim. Birkaç kısa süreli kesinti dışında hayatımın tamamı yaşamayı çok sevdiğim ve bir parçası olmaktan gurur duyduğum İzmir’de geçti. Evli ve iki çocuk babasıyım.

4 geri izleme / bildirim

  1. Geleceğin Dünyası Nasıl Olacak? (II)
  2. Geleceğin Dünyası Nasıl Olacak? (III)
  3. Geleceğin Dünyası Nasıl Olacak? (IV)
  4. Geleceğin Dünyası Nasıl Olacak? (V)

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen aşağıdaki kodları giriniz (captcha) *