Geleceğin Dünyası Nasıl Olacak? (IV)

 

Geleceğe dair sayıklamalarımıza (I, II, III) kaldığımız yerden devam ediyoruz.

 

Son yazımızda kendi kendine hareket eden veya insanlar tarafından yönetilen makinaların bugün geldiği noktadan ilham alarak yarın nelerle karşılaşabileceğimize bir giriş yapmıştık. Bu konuda üzerinde birkaç söz söylenebilecek bir başka söz ise uçan cihazlar ile ilgili.

 

Drone’ların son dönemde ne kadar hızla yaygınlaştığı ve ne kadar farklı alanlarda kullanıldığı günceli takip eden hemen herkesin malumu. Zevk için uçan drone’lardan tutun, deniz kazazedelerine can simidi götüren drone’lara, ambulans drone’lardan, üzerindeki laser silahlarla birbiri ile savaşan drone’lara kadar bir çok örnek şu anda kullanılabilir durumda.

 

4.1

 

Bu konuda en ilginç ve iddialı denemelerden biri geçtiğimiz dönemde Amazon’dan geldi. Ürün teslimatlarını drone filosu ile yapan Amazon Prime Air servisi bir süre test edilse de çeşitli sebeplerle şu anda geniş kapsamla uygulanabilir bir hizmet değil. Ancak bu konuda bugünün koşulları için konuşulması gereken çok fazla detay mevcut. Örneğin, herkesin kendi istediği hava filosunu çeşitli amaçlarla göğe salmasının oluşturacağı güvenlik sorunları.

 

Burada bahsedilen sorunlar, havada kontrolsüz hareket eden cihazların oluşturacağı kazalardan öte durumları da tarifliyor. Bir sonraki adımı, dolayısıyla karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi daha net görmemizi sağlayacak bir başka görüntü geçtiğimiz dönemde internette dolaştı. Bu görüntüde, üzerine silah monte edilmiş bir drone ile yapılan bir denemeyi gösteriyordu.

 

Şimdi bir düşünün. Evinizin salonunda oturmuş TV izliyorsunuz. Siz farkında bile olmadan, pencerenizin önüne gelen bir drone’dan açılan ateşle öldürülüyorsunuz. Veya, bir sokak ötede bunu deneyen bir gencin yaptığı hata ile seken kurşun sizin ölümünüze sebep oluyor. Bu sahneyi gözünüzün önüne getirmek bile bugün için hala uç örneklermiş gibi görünse de yarın nelerle karşı karşıya kalabileceğimiz hakkında bir fikir vermeye yetecektir.

 

Gelecek hakkındaki öngörülerimizi sürdürelim.

 

Görünen o ki, içinde bulunduğumuz geçiş dönemi, makinaların enerji problemlerini çözecek, en azından birkaç kademe daha ileriye götürecek. Yine güncel bir örnek vermek gerekirse, İngiltere, karayollarının bir şeridini elektrikli araçlara ayırarak, seyahat esnasında kablosuz olarak şarj edilmeleri yoluyla elektrikli araçların menzilini arttırma üzerine denemelerine başladı.

 

Piyasadaki her oyuncu kendi denemeleri ile sektöre yön vermeye çalışıyor. Sonunda bu denemelerden verimli olanları kullanıma alınacak ve cihazların enerji problemi çözülmüş olacak.

 

4.5

 

Hareket eden makina ve araçların enerji sorunlarının çözülmesi ile, Segway’in açtığı yoldan gelen kişisel taşıma araçlarının gittikçe daha yaygınlaşacağı bir dünya bizi bekliyor.

 

4.6

 

4.3

 

4.4

 

Peki, haydi bir beyin fırtınası daha yapalım. Bir tarafta enerji sorunu çözülmüş ve kişisel taşıma araçları yaygınlaşmış. Diğer tarafta ise drone’lar her geçen gün daha fazla alanda karşımıza çıkıyor. İkisini bir araya getirdiğinizde gelecek ile ilgili bir ipucuna daha erişmiş olacağız. Evet, bildiniz. Gelecekte, uçan kişisel taşıma araçlarının yaygınlaşacağı bir dünya bizi bekliyor. Muhtemeldir ki hava trafiğini düzenleyen regülasyonlar sonrası bu konuda Jetgiller veya Minority Report‘ta resmedilen cihazlara yaklaşmış olacağız. Ve görünen o ki çocuklarımızla birlikte biz de o günleri görebileceğiz.

 

4.7

 

4.8

 

Öte yandan, yine çok fazla beklemeyeceğimiz bir başka gelişme silsilesi de giyilebilir teknolojilerde yaşanacak. Şimdiden bazı başdöndürücü gelişmeleri yaşamaya başladık bile. Başka birçok örnek olsa da Apple Watch ve Google Glass bu konuda en gözönünde olan örneklerden.

 

Tabii ki teknolojinin bu alandaki gelişimi de sadece mevcut cihazlarla kısıtlı kalmayacak. Giyilebilir teknolojiler aksesuar ve takılardan elbiselere doğru kayacaktır. Nanoteknolojinin de gelişmesi ile renk değiştiren, kendi kendini temizleyen, kendi kendine kuruyan elbiseler için çok da uzak bir geleceği beklemeyeceğiz.

 

4.9

 

İnsan hayalgücü, sonraki gelişmelerin ne sırada olacağını bize gösterecek. Hava durumuna göre ısıtan veya soğutan giysiler, mesela pijamalar, kurduğunuz saat geldiğinde sizi ayağa kaldıran kıyafetler, daha önce bahsettiğimiz iskelet sistemi desteğini de barındıran giysiler şu andan düşünebileceklerimiz.

 

Ancak bence giyilebilir teknolojilerde geleceğin trendi biraz daha farklı olacaktır. Örneğin: İnsanın kendi bedeni.

 

Şu anda düşünülen ve teknolojileri üzerinde çalışılan bazı cihazlar mevcut. Mesela, Google Glass’ın görevini üzerinde çok küçük çipler olan lenslere aktarmak gibi. Veya dışarıdaki sesleri kulaktan değil kafatasından direk beyne ileten işitme cihazları ya da farklı fonksiyonları bir arada kullanabildiğiniz minik kulaklıklar gibi. Ama bunlar upuzun bir zincirin daha ilk halkaları. Bu sebeple, bir sonraki adım vücudun direk kendisi olacaktır diye düşünüyorum.

 

Vücuda yerleştirilecek çipler yardımıyla, ihtiyacımız olan tüm teknolojiyi vücudumuzun içinde barındıracağımızı düşünüyorum. Örneğin, istediğiniz zaman istediğiniz kişiyi herhangi bir cihaza gerek olmadan arayabileceğiniz, görüşme sırasında sizin sesinizi karşıya iletip, karşının sesini yine sinir sistemi üzerinden beyninize iletecek, ilave bir cihaza gerek kalmadan internete bağlanabileceğiniz, ekrana ihtiyacınız olmadan görmeniz gereken bilgileri direk beyninizde görmenizi sağlayacak ve tüm bunları yine beyin gücünüzü kullanarak ve vücudunuzda zaten fazlasıyla varolan enerjiyi kullanarak yapacak bir teknoloji düşünün. Çok mu uçuk? Peki bundan 10 yıl önce Google Glass size çok mu olağan görünüyordu?

 

Yazılarımızın önceki bölümlerinde yapay ve mekanik organlardan bahsetmiştik. Bu teknolojiyle birleştiğinde yarı insan, yarı android, yani tam bir “hibrit” yaratıklara dönüşmemiz işten bile değil.

 

4.10

 

Böyle bir teknolojiyle neler yapılabileceğini hayal edebiliyor musunuz? Birkaç faydalı ve “şüpheli” örnek verelim:

 

Günümüzde en popüler trendlerden biri kişisel cihazlar yardımı ile egzersiz ve sağlık bilgilerinin toplanması. Vücudun bizzat içinde olan bu sistem ile her türlü bilginin toplanması ve gerektiğinde kullanılması mümkün olabilir. Tabii ki böyle bir sistemin bazı “şüpheli” sonuçları veya kullanım alanları da olacaktır. Her an nerede olduğunuzun takip edilebilmesi, bu sistem üzerinden sizin gördüklerinizin başkaları tarafından da görülebilmesi, duyulabilmesi gibi olasılıklar beraberinde bir çok tartışmayı da getirebilir.

 

Bir sonraki bölümde bugün gelişmekte olan bir başka teknolojinin yarının dünyasında neler sağlayabileceğini ve bunun az önce okuduğunuz “hibrit” insanlarla birleştiğinde neler yaşayabileceğimize göz atacağız.

 

Altuğ TATLI hakkında 143 makale
1971 Çanakkale doğumluyum. İzmir’liyim. Birkaç kısa süreli kesinti dışında hayatımın tamamı yaşamayı çok sevdiğim ve bir parçası olmaktan gurur duyduğum İzmir’de geçti. Evli ve iki çocuk babasıyım.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen aşağıdaki kodları giriniz (captcha) *