Kendinize ne kadar değer veriyorsunuz? Peki hiç sahip olduğunuz “kötü alışkanlık” larınızın bu değeri etkileyebileceğini düşündünüz mü?
Kendinize verdiğiniz değeri üzerinize astığınız bir fiyat etiketi gibi düşünün. Etiketin üzerinde ne yazıyor? Bu değeri düşürmek ister misiniz? Tam tersine, herkes bu etikette yazanın sürekli artmasını ister. Tüm yaptıklarımız da her zaman bu yöndedir.
Ancak günlük hayatta hepimiz bilerek ya da bilmeden bu değeri düşürecek, bazen belki kendimizi küçültecek davranışlarda bulunuruz. Özelliklerimizi, yeteneklerimizi, kısacası kendimizi hafife alırız ve bunun sonucunda da zamanla kendi kendimizin düşmanı haline gelir, etiketin üzerinde yazan değerin düşmesine engel olamayız.
ankara escort
çankaya escort
eryaman escort
etlik escort
ankara ucuz escort
balgat escort
beşevler escort
çankaya escort
cebeci escort
çukurambar escort
demetevler escort
dikmen escort
eryaman escort
esat escort
etimesgut escort
etlik escort
gaziosmanpaşa escort
keçiören escort
kızılay escort
maltepe escort
mamak escort
otele gelen escort
rus escort
sincan escort
tunalı escort
türbanlı escort
ulus escort
yenimahalle escort
Eğer kendimize biraz dışarıdan bakmaya çalışarak bazı kötü alışkanlıklarımızın farkına varıp, onlardan kurtulmayı başarabilirsek, üzerimizdeki negatifliği atmak ve karşımıza çıkan harika fırsatların farkına varmak da mümkün olacaktır.
Kendinize, aşağıdaki yıkıcı alışkınlara sahip olup olmadığınızı sormanın vakti geldi. İşte kendi değerimizi düşürmemize sebep olan o yıkıcı alışkanlıklar:
1. Kendine İnanmamak:
Kendi kendinizle konuşmak çok önemli bir güçtür. Ancak bu gücün etkilerinin negatif mi pozitif mi olacağı, kendinize verdiğiniz mesajda gizlidir. Eğer kendi kendinize “Bu terfiye hazır değilim”, “Asla o kadar disiplinli çalışamam” veya “Patron olmak için gereken yeteneklere sahip değilim” şeklinde mesajlar veriyorsanız, gerçek potansiyelinizi ortaya çıkarmanıza imkan yok. Potansiyelinizi ortaya çıkarmak için önce kendinize inanmanız, kendi kendinize verdiğiniz negatif mesajları pozitife çevirmeniz gereklidir.
2. Benzersizliğine Sahip Çıkmamak:
Çevrenizdekilerden ilham almanız ve sürekli öğrenmeniz çok iyi bir özellik. Ancak asla katkınızın yetersiz kalacağını veya başarılı olmak için birilerinin herhangi bir özelliğini, çalışma tarzını veya yöntemini taklit etmeniz gerektiğini düşünmemelisiniz. Sizi benzersiz yapan özelliklerinizin farkına varın, bu özelliklere yeterli saygıyı gösterin ve onlara sahip çıkın. Annenizin bu konudaki tavsiyesinin hala geçerli olduğunu unutmayın: Sadece kendiniz olun.
3. Diğerlerinin Düşüncelerine Gereğinden Fazla Önem Vermek:
Başkalarını beğenmek, birilerinden etkilenmek, onlara özenmek veya onlar gibi olmaya çalışmak insan doğasında olan bir durum. Ancak sürekli başkalarının fikirlerini veya düşüncelerini kendinizinkilerin üzerinde tutmak ya da davranışlarınızı başkalarının ne istediğini düşünerek değiştirmek kendinize zarar verir. Hayatınız size ait. Onu şekillendirme şansını başkasına vermeyin.
4. Kendini Başkalarıyla Karşılaştırmak:
Yaşadığınız yaşamı, günlük zorluklarınızı, mutluluklarınızı, hislerinizi, kısaca hayatınızın karmaşıklığını her yönüyle sadece siz biliyorsunuz. Oysa diğer kişilerin sadece dışarı yansıttıkları yüzlerini tanıyoruz. Böyle bir durumda kendinizi başkalarıyla karşılaştırdığınızda zaman zaman yetersiz hissetmeniz çok normaldir. Eğer kendinizi birileriyle karşılaştıracaksanız bunu kendinizden daha azına sahip olan ve mücadele vermek zorunda kalan birileriyle yapın ki sahip olduklarınızın, yeteneklerinizin, başarılarınızın farkına varabilin ve şükranınızı paylaşabilin.
5. Çevresini Olumsuzluklarla Sarmalamak:
Karşılaştığınızda mutsuz olacağınız kişileri görmek için çok fazla araştırma yapmanıza gerek yoktur. Çevrenizde daima ilerlemek için birilerinin yolunu kesmeye hazır, size göre adil olmayan bir başarıyı elde etmiş veya bir statüye ulaşmış insanlara rastlayabilirsiniz. Bu kişiler genellikle kendi başarısızlık korkularını maskeleyebilen kişilerdir. Ancak onların negatifliğine maruz kalmak üzerinizde kötü bir etki bırakacaktır. Bu yüzden hayatınızda mümkün olduğu kadar fazla pozitif insana yer vermeye çalışın.
6. Kötümserliğin Tirkyakisi Olmak:
Eğer kendinizi sık sık “Şansım yok” veya “Olmayacak” gibi negatif düşünceler içerisinde yakalıyorsanız “kötülüğü çağırmak” yerine içinizdeki bu düşünceleri susturmaya çalışmalısınız. Unutmayın, iyiyi düşünmek iyiyi, kötüyü düşünmek kötüyü getirir. Kontrolünüz dışındaki kötü durumlar için kaygılanmak yerine kontrolünüz içindekileri nasıl düzeltebileceğinize odaklanın.
7. Kendini Acımasız Şekilde Eleştirmek:
Özgelişim, kötü taraflarınızın farkına varmayı gerektirir. Ancak, şunu kabul edin ki hiç kimse mükemmel değildir. Herkesin bazı eksiklikleri veya zayıf yönleri vardır. Güçlü yanlarınız yerine kusurlarınıza, başarılarınız yerine başarısızlıklarınıza odaklanmayı bir alışkanlık haline getirdiğinizde kendi kuyunuzu kazmaya başlarsınız. Kendinize de en az çevrenizdekilere gösterdiğiniz anlayış ve saygıyı göstermelisiniz.
8. Kendine Güvenmemek:
Doğuştan gelen bir altıncı hisse veya uzun yıllara dayanan tecrübenin getirdiği sezgilere sahip olabilirsiniz (ya da ikisine birden). Ancak bunlar sadece siz onlara inanırsanız işe yarayacaktır. Tabii ki sezgilerinizi asla sorgulamamanız veya onları körü körüne takip etmeniz gerektiğini söylemiyoruz ancak muhakemeleriniz sırasında içinizden gelen sese de mutlaka kulak vermelisiniz.
9. Kendi Sesinin Çıkmasına İzin Vermemek:
Kendi iç sesinizi bastırdığınız, kendi kendinize ne istediğiniz veya neye ihtiyacınız olduğu konusunda konuşmamaya başladığınızda, bu sessizlik gözardı edilme veya yok sayılma olarak algılanmaya başlar. Hem başkaları hem de -daha da kötüsü- kendiniz tarafından. Kendinizi etkisi veya güçsü hissettiğinizde bile aklınızdan geçeni söyleyebiliyor olmanız çok önemlidir.
10. Merak Etmekten Vazgeçmek:
Merak insanoğlunu geliştiren en önemli içgüdülerden biri, belki de en önemlisidir. Merak içgüdüsünü gözardı etmek ise kendi gelişiminizi durdurmanın garantili yöntemlerinden biridir. Zihninizi daima canlı ve sorgular durumda tutmak için elinizden geleni yapın.
11. İltifatları Kabul Etmemek:
Kendinize yönelen iltifat ve takdiri tamamen reddetmek bir alçakgönüllülük değildir. Bu durum kendi kendinizin değerini düşürmenin yanında, size iltifat eden kişinin yargılarını sorgulamak anlamına da gelecektir. Korkmayın, iltifat ve takdirleri -nazik bir şekilde- kabul etmek sizi yüksek egolu biri gibi göstermeyecektir.
12. Kendi Kendini Sınırlamak:
Kendinizi güçsüz veya başarısız hissederken asla yeni birşey denemeyin. Kendinize verebileceğiniz en iyi hediye, içinizde zaten bulunan istek, düşünce ve rüyalarınıza sonsuz genişlikte bir alan sağlamak olacaktır.
Eğer bu güne kadar kendi değerinizi düşürecek alışkanlıklarınız olduysa bir an önce bu yıkıcı alışkanlıkları bırakarak kendinize bir iyilik yapın. Emin olun gelecekte bu iyileşme için kendinize teşekkür edeceksiniz.
İş hayatınızı daha iyi hale getirebilmek için “İş Hayatında Mutluluk İçin 52 Basit Öneri” başlıklı yazımıza da bir göz atmanızı öneririz.
Lolly Daskal’ın Inc Magazine’deki makalesinden alınmıştır.
Görseller: DeathToStock, PicJumbo
Bir yanıt bırakın