Geleceğe Dönüş 30 Yaşında

Geleceğe Dönüş, yaşı 35 ile 50 arasında olan neslin hayatına bir şekilde dokunmuş, sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri.

Sinemalarda, Video Kasetlerde, CD/DVD’lerde, TV’lerde, izlendiği her ortamda kendisine izleyici çekmeyi başarmasının ötesinde, izleyenlerin hayal gücünü çalıştırması ile de gönüllerde ayrı bir yeri vardır. Öyle büyük başarı yakalamıştır ki, 2. ve 3.’sü ile devam filmleri çekilmiş ve genelin aksine, devam filmlerinde de ilkine yakın başarıyı sürdürmeyi bilmiştir.

Bu önemli sinema efsanesi, bu yıl 30. yaşını kutluyor. Sizleri bu özel film hakkında, Live A+ farkıyla perde arkasında kalmış detayları arasında gezintiye çıkarmak istiyoruz.

Geleceğe Dönüş Hakkında Pek Bilinmeyen İlginç Bilgiler

1. Senaryo, hemen hemen tüm büyük yapım stüdyoları tarafından, 40’dan fazla kez reddedilmiştir

Disney’in senaryoyu reddetme sebebi ise oldukça ilginç. Stüdyo, “farklı zamanlarda da olsa” bir annenin kendi öz oğluna aşık olmasının uygunsuz bir durum olduğunu düşünüyordu.

2. Film, senaryosunu Zemeckis ile birlikte yazan Bob Gale’in babasını ziyaret ettiğinde tesadüfen eline geçen lise yıllığından esinlenilerek yazılmıştır

Gale, kendisinin de aynı okula gittiğini ve yıllar sonra babasının yıllığını gördüğünde, babası ile liseye birlikte gitmiş ve arkadaş olmuş olsalardı neler olabileceğini düşündüğünü, senaryo fikrinin de buradan çıktığını söylüyor.

3. Filmin adı neredeyse “Spacemen From Pluto”  olacakmış

Sonradan Universal Studios başkanı olacak Sid Sheinberg, o dönemde çekilen “zamanda yolculuk” temalı filmlerin başarısızlığı sebebiyle filmin isminde “Future” kelimesi geçmesinin iyi olmayacağını öne sürerek bu ismi önermiş ancak Spielberg, bu talebi “güzel bir şaka, çok güldük” diyerek geri çevirmiş ve filmin isminin orijinal halinde kalmasını sağlamış. Filmde geçmişe giderek ahıra girdiği sırada Mr.Peabody’nin DeLorean’ı UFO, Marty’i de uzaylı zannettiği kısım, bu teklife bir gönderme olarak espri amaçlı olarak eklenmiş.

Sheinberg daha sonradan ciddi olarak böyle bir talepte asla bulunmadığını söylemiştir.

4. Senaryoda Doc Brown’ın bir Einstein adında bir köpeği değil Shemp adında evcil bir şempanzesi vardı

Ancak, Sheinberg’in “maymun” lu filmler gişe yapmaz görüşü üzerine, köpek karakterine dönülmüş. Görünen o ki, Sheinberg, filmin isminin aksine, bu görüşünde haklı çıkmış.

5. Senaryonun orijinalinde zaman makinası efsanevi araba DeLorean değil, bir buzdolabı idi

Film aşamasında Zemeckis ve Spielberg, filmi izleyen çocukların bu durumdan etkilenerek evde bazı denemeler ve oyunlar yapmaya kalkarak kendilerine zarar verebileceklerini düşünerek zaman makinasında değişikliğe gitmişler.

6. Buzdolaplı senaryoda, Marty McFly, intihar ederken tesadüfen zaman yolculuğu yapıyordu

Bu senaryoda Marty McFly, hayatında ters giden şeylere sinirlenip, buzdolabını bir elektrikli sandalye gibi kullanarak kendini elektriğe çarptırarak intihar etmeye çalışıyordu. Gale, film aşamasında filmin ana karakterinin kendisini öldürmeye çalışmasının iyi olmayacağını düşündüklerini söylüyor.

7. Zaman kapısının açılması için DeLorean’ın ulaşması gereken 88 Mil hızın mantıklı bir açıklaması vardır

İnternet üzerinde yer alan bir başka fenomen bilgi, DeLorean’ın zamanda atlama yapabilmesi için neden 88 Mil hıza erişmesi gerektiği ile ilgilidir. Bu konuda “Bir solucan deliğinin açılması ve sabit kalabilmesi sadece 0,10717 saniye ile ölçülebiliyorsa, bu durumda bir arbayı solucan deliği kapanmadan önce 4.216 metre hareket ettirebilmek için saniyede 39,3395 metre hızla gitmelisiniz, bu da 88 Mph hıza karşılık gelir” gibi bilimsel ve mantıklı açıklamalar bulabilmeniz mümkün olsa da, gerçek çok daha farklı.

Film ekibi, 88 Mil’i, hız göstergesinde göze hoş göründüğünü ve akılda kalıcı olduğunu düşündükleri için seçmişler. Bu kadar basit.