Geleceğin Dünyası Nasıl Olacak? (III)

Sosyal hayatın etkilendiği bir gelecek hakkında, yarı karanlık, yarı aydınlık düşünceler içeren ilk iki yazmızdan (I, II) sonra, gelelim biraz daha elle tutulur tahminlere.

Geleceğin dünyasının nasıl şekilleneceği tabii ki bu güne kadar yaşananlar ve bundan sonra yaşanacaklarla belirlenecek. Peki bugünden bazı tahminlerde bulunabilir miyiz?

göz önünde bulundurduğumuzda, günün ihtiyaçlarının ertesi günün gerçeklerini şekillendirdiğini söylemek çok da zor bir durum değil. Peki, betticket sweet bonanza yarının ihtiyaçları neler?

Bugünün dünyasına bakarak söylenebilecek en önemli ihtiyaçlar şöyle sıralanabilir:

1. Su

2. Gıda

3. Enerji

3.1

Geleceğin bu üç ihtiyaç üzerinden şekilleneceğini düşünüyorum. Özellikle su ve enerji ihtiyacı geleceğin dünyasına yön verecektir diye tahmin ediyorum.

Aslında enerji ile ilgili ihtiyaçlar, bugünün dünyasında çok rahatlıkla karşılanabilecek durumda. Wikipedia’da belirtildiğine göre, aşağıdaki resimde görülen alan büyüklüğünde kurulacak bir güneş enerjisi altyapısının tüm dünyanın ihtiyaçlarını güneş olduğu müddetçe karşılaması mümkün. Diğer doğal, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarından bahsetmiyoruz bile.

3.2

Bu durumun yarının dünyasında daha çözülebilir bir hal alacağını düşünüyorum. Optimist bir düşünce ile, mevcut enerji kaynaklarından servetler kazanan ülke ve şirketlerin zaman içerisinde yeni enerji kaynaklarına olan talep önünde daha fazla duramayacaklarını ummak en azından yarına dair bir ışığa yer açıyor.

Su ve gıdaya olan ihtiyacın, en az enerji kadar geleceği etkileyeceğini düşünüyorum. Bunu detaylandırmadan önce geleceği şekillendirecek bilim veya iş dallarına bir bakmakta fayda var.

Geleceğin en önemli meslek dalları muhtemelen Genetik ve Robotik olacaktır. Her ikisinin de önünde sonsuz bir gelişme alanı mevcut.

Özellikle genetik alanında günümüzde yapılan çalışmalar gelecekte ne kadar ilginç bir dünyada yaşayacağımızın bir habercisi gibi.

3.3

Hemen hemen her geçen gün, laboratuvar ortamında “üretilen” organlar ile ilgili haberlere rastlamak mümkün. Bu durum artık hastalanan veya bir şekilde kaybedilen organların, laboratuvar ortamında veya doğrudan insan vücudunda üretilmesinin önünün açılacağını gösteriyor. Ancak, ne pahasına? Bunu yaşayıp göreceğiz. Süreçte yaşanacak bir problem veya öngörülemeyecek yan etkiler alt komşumuz Ali Rıza Bey’in Frankeştayn’a dönmesi ve işin tuhaf tarafı bunun bir süre sonra normal bir durum olarak algılanması mümkün.

Bu madalyonun bir tarafı. Diğer tarafında ise zorunlu olarak bazı modifikasyonlara ihtiyaç duyulması gibi bir durum bizi bekliyor olabilir. Bir önceki konuya dönersek, örneğin suyun olmadığı veya çok azaldığı bir dünyada bedenin susuz yaşamasını sağlayacak “genetik” veya “mekanik” değişiklikler söz konusu olabilir. Böbreklerin yerini alacak “mutant” organlar veya makinalar kulağa çok mu “fantastik” geliyor? Veya, gıda yokluğu çekilmeye başladığında organlarda bazı değişiklikler yapılması? Yavaş yavaş tanrıcılık mı oynamaya başlayacak insanoğlu? Peki bu durumun bir koyunun kopyalanmasıyla farkları neler? Etik nereye kadar gitmemize izin verecek? Bu oyunda bir sınır olmalı mı? Öyle ise, bu sınıra kim karar verecek? Kim kontrol edecek? Bunları da yaşayıp göreceğiz. Ancak, her ne kadar iyi niyetli amaçlarla yapılacak olsa da istenmeyen ya da öngörülmeyen etkilerle dolu bir dünyaya gidiyor olabiliriz.

Ancak biz çizgimizden çıkmayalım ve şeytanın avukatlığını bir süreliğine de olsa bir kenara bırakarak konu içinde kalmaya devam edelim.

3.4

Genetik ve Robotik’in birlikte gelişmesi ile dünya üzerinde fiziksel özürlerin yok denecek kadar azalacağını düşünüyorum. Düşünce yoluyla kumanda edilebilen yapay organlar sayesinde örneğin, protez bir kolun, gerçeği ile bire bir düzeyde olmasa bile günlük ihtiyaçları karşılayabilecek kadar pratik bir şekilde kullanılıyor olması için çok da uzak bir geleceği beklemeye gerek kalmayacak. Aynı şekilde iskelet sistemini etkileyen rahatsızlıklarda da kullanılabilecek robotik iskelet sistemleri zaten üretilmeye başlandı bile. Bu süreç sonlandığında belki de tekerlekli iskemle kullanımına gerek kalmacaktır.

Benzeri şekilde aynı sistemin sağlıklı bireyler üzerinde destekleyici olarak kullanılması da gittikçe yaygınlaşan bir uygulama. Çok fazla eğilip kalkarak iş gören kişilerde bu sistemler çoktan kullanılmaya başlandı.

3.5

Her ikisi birleştirildiğinde, belki de James Cameron’un Avatar filmindeki içine oturan insan tarafından yönetilen robot askerlerin kullanımı noktasına yakında geliyor olabiliriz.

3.6

Ya da aynı filmde gösterildiği gibi, siz evinizde otururken, bağlı bulunduğunuz cihazı kullanarak zihin yoluyla yönettiğiniz yapay bedenlerin sokaklarında dolaştığı bir dünyaya ne dersiniz? Bu şimdilik biraz fazla olabilir. Biz konumuza geri dönelim.

3.7

koşabilen robotu Cheetah, ya da insan görünümlü robotları PetMan veya Atlas en bilinenler arasında. Aşağıda Spot’un tanıtım videosunu görüyorsunuz.

Boston Dynamics’in YouTube sayfasında tüm çalışmalar ile ilgili ilginç videolar bulmak mümkün. Bu videoları izlediğinizde göreceksiniz ki an itibarıyla en ciddi problem “güç”. Robotların daha verimli, daha uzun sürelerle çalışmaları için gereken gücü sağlayacak yeniliklerin sürmesiyle birlikte hayatımızda daha fazla alanda robotları göreceğimiz bir gerçek.

3.8

Yazımın devamında bu konuda zihin jimnastiğine devam edeceğiz.

Altuğ TATLI hakkında 143 makale
1971 Çanakkale doğumluyum. İzmir’liyim. Birkaç kısa süreli kesinti dışında hayatımın tamamı yaşamayı çok sevdiğim ve bir parçası olmaktan gurur duyduğum İzmir’de geçti. Evli ve iki çocuk babasıyım.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen aşağıdaki kodları giriniz (captcha) *Kod giriş süresi aşılmıştır (captcha)