Jethro Tull, rock müzik tarihinin belki de en kendine münhasır ve en başarılı gruplarından biridir.
1968 yılında kurulmuş olan İngiliz Grubu kuruluşundan bu güne kadar 20’den fazla albüm yayınlamıştır. Bu albümlerden en başarılıları olarak kuşkusuz 1969 yılınca çıkardıkları ikinci albümleri “Stand Up”, 1971 tarihli “Aqualung”, 1972 tarihli “Thick As A Brick”, 1973 tarihli “A Passion Play” ve 1976 tarihli “Too Old to Rock ‘n’ Roll: Too Young to Die!” sayılabilir. Kadrosunda değişiklikler olsa da 46 yıldır müziğin içinde ve bu yıllarının büyük bölümünü de Rock müziğinin zirvesinde geçiren bu grubun başarısındaki en büyük pay sahibi tabii ki kuruluşundan bu güne grubun liderliğini yapan Ian Anderson’dur.
Anderson, çok da alışık olunmadığı şekilde çaldığı yan flütünü grubun müziği ile öyle güzel harmanlamaktadır ki, dinleyenler birbirine bu kadar zıt görünen iki kavram “flüt” ve “rock” ın sanki hiç ayrılmamaları gerektiği hissine kapılabilir. Ian Anderson, bir röportajında, çaldığı birçok başka enstrüman (mandolin, buzuki, saksafon, armonika, klavye, vb) dışında flüt ve gitarı, şarkı yazarken sürekli kullandığı yardımcıları olarak adlandırmaktadır. Flüt, Jethro Tull’un şarkılarında o kadar ön plandadır ki, grupla ve Ian Anderson’la özdeşleşmiş, birbirlerinden ayrı düşünülemeyen kavramlar olarak sadık dinleyicilerinin zihninde yer edinmiştir.
Anderson, flütün sesini şarkılarına efsanevi şekilde katışı dışında, flüt çalışı ile de ikonik bir sembol haline gelmiştir. Sahnede tek ayak üzerinde, diğer ayağını havaya kaldırarak ve hatta havadaki ayağının ucunu diğer bacağının dizine yaslayarak flüt çalışı artık grubun bir nevi logosu haline gelmiştir. Öyle ki internet sayfasında bile bu görüntü kullanılmaktadır.
Grubun isminin hikayesi de çok ilginç. Yine bir röportajında sorulan bir soru üzerine Anderson, 18. yüzyılda tohum dikme makinasını icad eden İngiltere’nin ünlü ziraatçısından gelen grup adının hikayesini şöyle açıklamaktadır:
1968 yılının Şubatında Londra’da değişik barlar ve klüplerde sahne alarak kendimizi ispatlamaya, ünlü ve zengin olmaya çalıyorduk. O kadar kötüydük ki aynı mekanda iki kez üst üste çıkabilmek için grubumuzun adını hemen hemen her hafta değiştirmek zorunda kalıyorduk. Londra’daki ünlü Marquee Club’dan ikinci kez sahneye çıkma teklifini aldığımız performansımızda grubumuzun adı Jethro Tull idi ve artık bu ismi değiştirmek için çok geçti. Jethro Tull ismini daha önce tarih eğitimi almış o dönemki menejerimiz teklif etmişti.
Grup her albümünde ve konserinde, farklı ve renkli, kendine özgü grafikler kullanmayı bir alışkanlık haline getirmiştir. Bu geleneğin en ilginç halkalarından biri 1972 yılında yayınladıkları “Thick As A Brick” albümüdür. Grubun en büyük başarı elde eden albümlerinden biri olan “Thick As A Brick”, yaklaşık 43 dakika uzunluğunda tek bir parçadan oluşmaktadır (A yüzünde yer alan “Thick As A Brick Part I” “22:40, B yüzünde yer alan “Thick As A Brick Part II” “ 21:06 uzunluğundaydı. Albümdeki tek şarkı sözlerini lakabı “Küçük Milton” olan Gerald Bostock adındaki hayali küçük bir çocuğun (aslında Ian Anderson’un kendisi) hayat ve büyümenin zorlukları ile ilgili yazdığı şiirinden almaktaydı. Albümün kapağı bir gazete görünümünde tasarlanmıştı ve şarkının tüm sözlerini içermekteydi.
Ian Anderson, 2012 yılında, yani Thick As A Brick’in 40. Yıldönümünde kendi performanslarından oluşan “Thick As A Brick 2” adlı bir albüm daha çıkarmıştır.
LiveA+ olarak Ian Anderson ve Jethro Tull’a daha uzun yıllar sürecek başarılı bir müzik kariyeri diliyoruz.
Bir yanıt bırakın