Apple, iPhone ve sonrasında gelen ailenin diğer üyeleri olan iPad, iPad Mini ve yeni nesil iPod’lar üzerinde çalışan işletim sistemi iOS’i her yıl olduğu gibi yenilemeye devam ediyor.
Bu yıl Haziran başında San Francisco’da yapılan World Wide Developers Conference (WWDC) 2014 kapsamında gerçekleştirilen tanıtımda, katılımcılara iOS 8’in özellikleri hakkında bilgi verildi. Sonbaharda kullanıcılar ile buluşacak yeni iOS versiyonu her zamanki gibi “en büyük iOS yenilemesi” olarak lanse edildi.
Beklentilere göre Apple, 9 Eylül 2014 Salı günü son iki yılda yaptığı gibi yeni iPhone modeli olan iPhone 6’yı duyuracak, 19 Eylül’de de satışa çıkaracak. Bilindiği gibi Apple, 2012’nin 12 Eylül’ünde iPhone 5’i ve 2013’ün 10 Eylül’ünde de iPhone 5S ve iPhone 5C’yi duyurmuştu. Ve yine beklentilere göre yeni çıkacak iPhone 6 (her ne kadar birkaç farklı versiyon ile çıkacağı beklense de şimdilik sadece iPhone 6 demeye devam edelim) ile birlikte, Haziran ayında ilk tanıtımı yapılan ve şu ana kadar test kullanıcılarına ve uygulama geliştiricilere Beta versiyonu sunulmuş olan iOS 8 de, tüm kullanıcılara açılmış olacak.
Son dönemde dedikodu kazanlarında dönen söylentiler ağırlıklı olarak iOS 8 değil iPhone 6 üzerinde yoğunlaşıyor olsa da, ilk yapılan tanıtımdan itibaren konuşulmaya başlanan özellikler hakkında kısa bir hatırlatma yapmakta fayda var. Apple tarafından yapılan bilgilendirmeye göre iOS 8 şu özelliklerle çıkıyor olacak:
– Tasarım:
iOS 8 temelde, iOS 7’deki kadar çarpıcı bir tasarım değişikliği getirmiyor olsa da (iOS 7’de, ikonlardan, renk paletlerine oradan fontlara kadar çok detaylı bir tasarım değişikliği yapılmıştı), kullanıcıların kullanım alışkanlıklarını etkileyebilecek bazı özellikler eklendiğini söylemek mümkün.
Bunlardan en önemlisi Interactive Notifications (Etkileşimli Bildirimler) kısmında göze çarpıyor. Burada, Android’de uzun süredir kullanılan Widget benzeri bir araçtan bahsediyoruz. Artık, herhangi bir uygulamada çalışırken gelen ve ekranın üst kısmından aşağı doğru açılan Notifications bölümünde görüntülenen mesaj ya da hatırlatmalar ile ilgili alınması gereken bir aksiyon varsa çalışmakta olunan uygulamadan çıkmadan direk olarak Notifications penceresinde yapmak mümkün olacak. Örneğin gelen bir SMS’e bu bölümden cevap verilebilecek. Bu fonksiyon sadece iOS’in kendi uygulamaları ile değil, üçüncü parti uygulamalar ile birlikte de kullanılabilecek. Yani iOS 8 kullanıcıları gelen bir Facebook bildirimini bu bölümden “Like” edebilecekler. Benzer özellikler Takvim’e gelen davetler, gelen eMail’ler ve Hatırlatıcı’lar için de geçerli.
Etkileşimli Bildirimler, telefon kilitliyken de kullanılabiliyor. Kilit ekranında, gelen mesajlar da telefonu açmadan yanıtlanabiliyor.
Benzer şekilde, eMail’ler ile çalışırken de bazı sürükleme hareketleri ile yeni fonksiyonların kullanımına olanak sağlayacak şekilde değiştirilmiş. Örneğin gelen kutusundaki okunmuş bir mesaj sağa doğru kaydırıldığında okunmamış olarak işaretlemek mümkün. Ya da sola doğru kaydırıldığında gelen “More” ve “Trash” seçeneklerinin yanına bir de “Flag” seçeneği eklenmiş.
Arka planda açık olan uygulamaları listelemek için kullanılan ana ekran tuşuna iki kez basma hareketi ile gelen ekranın üst bölümüne de sık iletişim içinde bulunulan kişilerin bir listesi eklenmiş. Buradan istediğiniz kişiye hızlıca SMS mesajı göndermek, ses ya da görüntülü arama sağlamak mümkün olabiliyor.
Tasarım ile ilgili bir başka önemli yenilik eMail uygulamasında göze çarpıyor. Yeni bir mail yazmakta iken, başka bir mail içerisinden herhangi bir bilgiyi kontrol etmek ya da kopyalamak gerektiğinde açık mail ekranını aşağı doğru sürüklemek, istenen diğer maili açıp istenen işlem gerçekleştikten sonra ise yazılmakta olan taslak maili tekrar açmak için ekranın alt bölümündeki ilgili bölüme tıklayarak ulaşmak ve yazmaya devam etmek mümkün. Ayrıca gelen bir mail içerisinde herhangi bir tarih saat bilgisi varsa takvime, ya da telefon bilgisi varsa kontaklara kaydetmek için mailin üst bölümüne yeni kısayollar eklenmiş durumda. Yani iOS 8 mesaj içerisindeki bilgilerden herhangi bir event ya da yeni kontak açmak istediğinizi algılayarak bunu kolayca yapmanızı sağlıyor.
Bir başka tasarım değişikliği Safari’de göze çarpıyor. Artık iPad üzerinde Safari kullanırken, açık olan sayfaları kuşbakışı olarak görüntülemek ya da ekranın solunda açılan bölümden, kısayol ya da okuma listesi gibi seçeneklere kolayca ulaşmak da mümkün olabiliyor.
– Birlikte Çalışma, Süreklilik, iCloud Drive ve iCloud Photos:
iOS 8 ile artık dosyaları ve resimleri daha kolay yedeklemek ve diğer Apple cihazlarıyla (ve hatta Windows bilgisayarları ile de) senkron edebilmek için yeni özelliklere sahip. Bu sayede istediğiniz resimler ve dosyalar bir cihazdan diğerine otomatik olarak aktarılabiliyor.
Bu konuda gelen bir başka özellik ise, senkronizasyonun ilgili dosya üzerinde sonradan yapılan değişiklikleri de içermesi. Örneğin iPhone üzerinde senkron edilen bir dosya, iPad üzerinde açılarak değişiklik yapıldığında aynı değişiklik iPhone ve diğer senkron edilmiş cihazlarda da görünebiliyor.
Hatta bu konuda yapılabilecekler bir adım öteye taşınmış. Handoff özelliği ile cihaz üzerinde bir eMail yazmaya başlandığında dilenirse çalışma yarıda bırakılarak daha sonra başka bir cihaz üzerinde kalınan yerden yazmaya devam etmek mümkün. Handoff özelliği eMail dışında Safari, Pages, Numbers, Keynote, Harita, Mesajlar, Anımsatıcılar, Takvim, Kontaklar gibi en sık kullanılan uygulamalar ile birlikte çalışabiliyor. Hatta uygulama geliştiriciler bu özelliği kendi uygulamalarına da ekleyebilecekler.
Apple cihazları arasındaki bu senkronizasyon telefon çağrılarının da cihazlar arasında taşınabilmesini sağlıyor. Aynı WiFi ağında olduğu müddetçe, iPhone’a gelen çağrılar iPad ya da Mac üzerinden de yanıtlanabiliyor ya da reddedilebiliyor. Ya da iPad üzerinden direk olarak bir yeni çağrı başlatmak veya SMS/MMS gönderimi yapmak da mümkün olabiliyor. Instant Hotspot özelliği ile de iPhone üzerindeki 3G bağlantısını diğer Apple cihazları ile daha kolay paylaştırılabilmek mümkün.
– Spotlight Search:
iOS’in arama özellikleri de yeni Spotlight Arama fonksiyonu ile ciddi biçimde geliştirilmiş. Artık, ekran aşağı kaydırılarak erişilen arama bölümünden sadece cihaz içinde veya Google’da değil, Wikipedia üzerinde, haberler içerisinde, yakındaki lokasyonlar arasında, iTunes, Apps, iBooks gibi Apple store’larında da arama yapmak mümkün olabiliyor. Aynı özellik Safari’de de çalışıyor.
– Fotoğraflar:
Apple, iOS 7’de yaptığı gibi kullanıcıların büyük bölümünü etkileyecek en önemli değişiklikleri yine Fotoğraf uygulamasında yapıyor. Kullanıcılar artık cihazlarındaki fotoğraflarını iCloud Fotoğraf Arşivi özelliği ile tüm Apple cihazları ile paylaşabiliyor olacaklar.
Bu özelliğin en faydalı tarafı ise cihazların kapasitelerini daha iyi kullanmaya olanak sağlıyor olması. Bunun için, paylaşılan resimlerin orijinal halleri iCloud üzerinde saklanırken, cihazların üzerinde, o cihaza uygun, küçültülmüş halleri saklanarak cihaz kapasitelerinin boşu boşuna doldurulmasının önüne geçilmiş oluyor.
iCloud fotoğraf Arşivi ile tüm cihazlar üzerindeki resimler kolayca tek bir merkezde düzenli şekilde toplanabiliyor istenirse web üzerinde paylaşılabiliyor. Bir cihazda yapılan düzeltme diğer cihazlara da otomatik olarak aktarılıyor.
Düzeltme derken, biraz daha açmakta fayda var. Artık ışık, renk, filtre gibi ince ayarları resim üzerinde yapmak, düzenleme yaparken uygulanan ayarların farklı parametreleri nasıl etkilediğini detaylı olarak takip edebilmek ve orijinali ile yapılan düzeltme arasındaki farkları görmek mümkün.
Aile Paylaşımı özelliği ile istenen fotoğrafların diğer aile üyeleri ile de kolayca paylaşılması mümkün olacak. Gelişmiş arama özellikleri sunan Spotlight arama özelliği ile fotoğraflar arasında da, fotoğrafın çekildiği yer, tarih, albüm adı gibi özellikleri kullanarak arama yapmak mümkün olacak.
Bu konuda gelen bir başka özellik ise video çekiminde göze çarpıyor. iOS 7 ile gelen Slow Motion çekimi özelliğinden sonra, iOS 8’de de hızlandırılmış video çekmeyi olanakı kılan Time Lapse özelliği eklenmiş. Örneğin güneşin batışı ya da bir çiçeğin açışı, kullanıcının belirlediği aralıklarda çekilen fotoğraflarla bir araya getirilerek bir video halinde izlenebiliyor.
– Mesajlar:
Apple’ın yaptığı tanıtımda iOS’in en çok kullanılan uygulaması olduğu belirtilen Mesajlar uygulamasında da oldukça kullanışlı yenilikler mümkün. Bunlardan en önemlileri ve en beğenilenleri ise muhtemelen basit parmak hareketleri ile hızlıca Ses kaydı yaparak, resim veya video çekerek, veya cihaz içerisindeki resimlerden seçerek mesaj içerisine kolayca eklemek olacaktır.
Grup mesajlaşmalarında da yeni özellikler eklenmiş durumda. Dilenirse tek bir grup üzerinde aktif edilebilecek “do not disturb” özelliği ile o gruptan gelen mesajlara ait bildirimleri kapatmak veya grubu kolayca yönetmek mümkün.
iOS kullanıcıları dilerlerse artık bulundukları lokasyonu da mesajlar üzerinden diledikleri ile paylaşabilecekler. Bu paylaşımı yaparken paylaşım süresini de (bir saat boyunca veya gün sonuna kadar gibi) belirleyebilecekler. Bu sayede bir grup mesajı içerisindeki lokasyonunu paylaşmış kullanıcıların yerlerini harita üzerinde de görmek mümkün olabilecek.
Yeni bir özellik de, mesajlarla gelen dosyaların (örneğin resim ya da video gibi) tıpkı bir resim albümüne bakar gibi bir ekrandan takip edilebilecek olması. Kullanıcılar dilerlerse buradan diledikleri resimleri cihazlarına da kaydedebilecekler.
Telefon kilitliyken gelen ses mesajları, kilit ekranından çıkmadan, sadece telefon kulağa getirilerek dinlenebilecek ya da yanıtlanabilecek.
– QuickType:
iPhone, kendisinden önce kullanılmakta olan diğer akıllı telefonlardaki yazma deneyimini, ekrana dokunarak yazma, özel karakterler kullanımı, alternatif karakter setleri kullanımı, özel klavyeler, elyazısı ile yazma, imla kontrolü ve otomatik düzeltme gibi fonksiyonlar ile devrim niteliğinde yenilikler ile hep daha öteye taşımıştı. Diğer yandan genelleme yapılarak bakıldığında, iOS 8 ile gelen birçok yeni özelliğin ortak yönünün, kullanıcının ne yapmak istediğini sezgisel olarak algılamaya ve isteneni en hızlı ve kolay şekilde yerine getirmeye yönelik geliştirilmiş oldukları görülüyor. İşte bu iki kavram bir arada düşünüldüğünde belki de iOS için en büyük yenilik sayılabilecek özellikler ise klavye kullanımında olduğu söylenebilir.
Artık iOS üzerinde kullanılan Klavye, kullanıcının hangi programda olduğu, kiminle yazıştığı, ne hakkında yazıştığı, kullanıcının yazma alışkanlıklarına göre kullanıcıya hızlı bir şekilde yazma deneyimi yaşatmaya çalışıyor. Biraz açmak gerekirse, örneğin gelen mesajda yazan “Do you want to go for dinner or a movie?” sorusu için verilecek yanıtlar arasında direk olarak “A movie”, “Dinner” ve “Not sure” seçeneklerini kullanıcıya listeliyor. Ya da iş ile ilgili bir mail yazarken cümleye “The meeting was” diye başlandığında devamı için “cancelled”, “rescheduled” veya “moved” gibi formal cevaplar gelirken, bir yakın arkadaşla SMS ile yazışırken aynı cümlenin devamında gelen seçenekler “epic”, “awesome” veya “a snoozer” gibi daha samimi öneriler olabiliyor. Yani kişisel kullanım özellikleri algılanarak kullanıcıya, kendine özel seçenekler görüntüleniyor.
Bu noktada bu özelliğin ilk çıktığında muhtemelen Türkçe önerileri içermeyeceğini de söylemek lazım. Türkçe büyük ihtimalle daha sonraki güncellemelerde ekleniyor olacaktır.
Apple için çok önemli bir değişiklik sayılacak bir başka yenilik ise artık iOS’in üçüncü parti klavye uygulamalarına da açılacak olması. Bu sayede geliştiriciler diğer akıllı telefon platformlarında olduğu gibi “swipe keyboard” benzeri klavye uygulamaları geliştirebilecekler.
– FamilyShare:
iOS 8 ile birlikte gelecek bir başka önemli özellik, Apple ürünlerine sahip aile bireylerine bir arada kullanım deneyimi sağlayacak olan Family Share özelliği. Aile üyelerinin birbirleri ile paylaşmak istediği önemli şeyleri artık buzdolabı kapısına asmalarına gerek kalmayacak. Family Share kullanarak resimleri, takvimleri, hatırlatmaları, satın alınmış şarkıları, e-kitapları ve hatta uygulamaları 6 kişiye kadar aile içerisinde paylaşmak mümkün olacak.
Ayrıca aile içindeki cihazların o anda bulundukları lokasyonları da takip etmek mümkün olacak.
Bir diğer özellik de çocukların App Store ve iTunes Store’daki alışverişlerinin yönetimini kolaylaştıracak. Artık, tanımlanan kullanıcıların herhangi bir ürün satınalımı sırasında örneğin kredi kartından bir ücret çekilecekse ebeveynlerinin iOS cihazında bir onay mesajı görüntülenerek izinlerinin alınması sağlanabilecek.
– Health:
iOS 8’in bir başka önemli yeniliği ise zaten bir süredir bağımsız uygulamalar tarafından yapılan bir çok işlevi iOS üzerinde toplamayı sağlıyor. Yeni Health uygulaması sayesinde kullanıcıların sağlık ile ilgili bilgilerinin derlenerek farklı amaçlarla kullanılması mümkün olacak. Örneğin fitness takibi için kullanılan Nike+ gibi bir bileklikten gelen bilgiler artık Health uygulamasında saklanacak. Bu sayede iOS kullanıcılarının yaptıkları egzersizler, yaktıkları kaloriler, kalp atışları, tansiyonları gibi bilgilerin tek merkezden değerlendirilmesi mümkün kılınacak. Bu bilgiler dashboard tarzı bir ekranda görüntülenerek takip edilebilecek. Ayrıca kullanıcı için hazırlanan egzersiz programları ve hedefleri de tek merkezden yönetilebilecek. Bu özelliklerin, yine bu sonbaharda çıkması beklenen iWatch ile ciddi şekilde destekleneceğini ve belki de birkaç adım öteye götürüleceğini tahmin etmek çok da zor olmayacaktır.
Health uygulaması sadece fitness takibi değil, kronik sağlık problemi olan kullanıcıların da hayatını kolaylaştırıcı bir platform sağlayacak. Örneğin kalp ya da tansiyon hastalarının veya diabet problemine sahip kişilerin sağlık değerlerinin takibi ve gerektiğinde bir sağlık kuruluşuna veya doktora aktarılmasına olanak sağlanacak. Apple şu anda bu konuda Mayo Clinic ile bir ortaklık içerisinde. Ancak bu sadece bir başlangıç ve bu uygulama sayesinde ileride diğer sağlık kuruluşları ile birlikte de çalışabilecek yeni bir alanın temeli atılmış oluyor.
– Enterprise:
Apple, yeni iOS ile bireysel kullanıcıların hayatını kolaylaştırmak dışında kurumsal kullanımı da daha kullanışlı hale getirecek adımlar da atmış. Tanıtımda belirtildiğine göre Fortune 500 listesindeki şirketlerin %98’i zaten şu ya da bu şekilde iOS’i kullanıyorlar. iOS 8 ile bu şirketlere (ve tabii ki geri kalan %2’dekilere de) Kurumsal Yönetilebilirlik imkanları getiriliyor. Örneğin, şirket ürünlerinin ilk kuruluşlarında şirketin belirlediği konfigürasyon ile (uygulamalar, ayarlar, eMail tanımlaması, vb) kullanıma başlanması mümkün olacak. Bu durumda şirketlerin IT ekiplerinin Apple ürünlerini tek tek kurmaları ve ayarlamalarına da gerek kalmayacak. Ayrıca arttırılan güvenlik, yönetim ve verimlilik özellikleri ile sadece kuruluşta değil tüm kullanım süresince entegre bir çalışma platformu sağlanabilecek. iOS cihazını iş için kullanan kullanıcılarda, VIP mesajlara ayrı ulaşım, Otomatik Yanıtlama seçenekleri, Uygun/Meşgul durumunu kolayca ayarlayabilme, doküman paylaşım sistemleri ile entegrasyon (iCloud dışında Box, OneDrive gibi üçüncü parti uygulamalar dahil), kurum içi kolay e-kitap ve PDF paylaşımı gibi kolaylıklar sağlanıyor.
– Developers:
iOS 8’in, son kullanıcıları dolaylı yoldan etkileyecek yenilikleri ise uygulama geliştiricilere yönelik. Uygulama geliştiriciler artık parmak izi kontrolü, fotoğraf paylaşımları, kamera erişimi, sağlık merkezi, bulut erişimi gibi cihaz özellikleri ve platformlarına daha kolay erişebilecekleri ortam ve uygulama geliştirme araçlarına sahip olacaklar. Bu sayede daha az pil harcayan, daha performanslı, daha güvenli, daha iyi grafiklere sahip (hatta 3D), daha küçük uygulamaları daha kolay geliştirebilecekler. Tüm bunları yaparken artık Swift adı verilen yeni bir programlama dilini de kullanabilecekler.
– Homekit:
Apple’ın, iOS ile birlikte getireceği, detayları önümüzdeki dönemde netleşecek ve tahminlere göre gün geçtikçe daha da popülerleşecek bir başka özelliği ise evlerdeki cihazlarla entegrasyon sağlayacak olan HomeKit özelliği. Homekit ile evlerdeki garaj kapısı, aydınlatma, ısıtma/soğutma ekipmanları gibi uyumlu cihazların iOS üzerinden yönetilmesi sağlanacak.
– Hey Siri:
Apple, iOS 8 ile Siri’nin özelliklerinde de bazı iyileştirmeler yapmış. Siri artık telefonun herhangi bir tuşuna dokunmadan “Hey Siri” diyerek aktif hale getirilebilecek. Ses tanıma ve anlama özelliği, iTunes içeriklerini satın alabilme, Shazam gibi üçüncü parti uygulamalarla entegrasyon gibi yeniliklerin yanında 22 yeni dilde daha Siri desteği gelecek olması en büyük yenilikler. Türkçe’nin de bu 22 dil arasında olması bekleniyor.
Bunların dışında iOS’de olacak olan diğer özellikler de özetle şöyle:
– Seyahat süre tahmini
– Kamerada ayrı noktalara odaklama ve farklı pozlama özelliği
– DuckDuckGo’yu arama motoru olarak atama
– Görme engelliler için geliştirilmiş bir klavye
– WiFi üzerinden telefon araması (tabii GSM operatörleri desteklerse)
– FaceTime arama bekletme
– Uygulama bazında pil kullanımını izleyebilme
– ve detayları henüz çok bilinmeyen İpucu uygulaması
Tüm bu anlatılanlar ışığında iOS 8’in akıllı telefon dünyasına ve kullanıcı alışkanlıklarına nasıl yenilikler getireceğini biliyoruz. Ancak rakipleri bu özelliklerin birçoğunun çok da “yenilik” olmadığını düşündüğü de bir gerçek. Bu noktada bir zamanlar Apple’ın, Microsoft’a karşı yukardan bakışının aynısını bugün Google’ın Apple’a karşı yaptığını da görüyor gibiyiz. Belki yaşı uygun olan okuyucular anımsayacaktır. Microsoft 1995 yılında Windows 95’i duyurduğunda gelen en büyük yenilik artık dosyaları isimlendirirken 8+3 karakter uzunluğu kısıtlamasına bağlı kalmaya gerek olmayacağı, kullanıcılarının istediği uzunlukta dosya adı tanımlayabilecek olmaları idi. O dönemde Windows 95’in bu özelliğini zaten yıllardır kullanıcılarına sunmakta olan Apple, aşağıdaki reklamı ile Microsoft ile dalga geçmişti.
İşte şimdi de Google, o dönemde Apple kadar cüretkar olmasa da aynı şeyi düşünüyor olmalı. Öyle ya, Apple’ın şu anda Quick Type ile getirdiği klavye kullanım özellikleri Android’de zaten yıllardır kullanılabilen özellikler. Benzer şekilde ilk olarak iOS 6 ile gelen ve iOS 8 ile ciddi değişikliklerle geliştirilen Bildirim ekranı ve Widget kullanımı Android’de hemen hemen en baştan beri mevcut.
Fotoğrafların bulut üzerinde depolanması durumu için de aynı şey geçerli. iOS’in önceki versiyonlarında da desteklenen bu özellik Android üzerinde de Google + servisleri ile uzun süredir kullanımda. Bulut üzerinde dosya saklama özelliği de üçüncü parti uygulamalarda olduğu gibi Google Drive ile Android üzerinde mevcut. Hem de Apple’ın verdiği 5GB’dan çok daha büyük depolama alanları ile.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Örneğin “Hey Siri” özellği, “OK Google” olarak bir süredir Android KitKat kullanıcılarının hizmetinde. Ya da sesli mesajlar uzun süredir Google Hangouts ile zaten Android üzerinde gönderilebilmekte.
iOS tanıtımında pek yer almayan ancak sonrasında yapılan testler sırasında iOS kodları içinde yer aldığı ve 8 ile kullanıma açılacağı iddia edilen bir başka Android özelliği de tablet ekranını ikiye bölerek aynı anda iki uygulama ile çalışabilme. Bu özellik de bugüne kadar iOS’de olmayan ancak Android kullanıcılarının bir süredir kullanabildikleri bir özellik.
Tüm bu bilgiler ışığında, iPhone ile Akıllı Telefon kavramında tam bir devrim yapmış olan Apple’ın, aradan geçen zamanda liderliği ve yenilik yapma özelliğini kaptırdığı Android’e biraz daha yaklaşmaya ya da başka bir terimle, “benzemeye” başladığını söylemek mümkün. Ancak yeni iPhone ve iOS ile bile Apple’ın Android’deki bazı özellikleri taşımayacağı da bir gerçek. Örneğin, herhalde Android’in esnekliğini iOS’de hiçbir zaman göremeyeceğiz. Android üzerinde hemen hemen her şeyi ayarlamak mümkün. Benzer şekilde, Android’in donanım erişim esnekliği de mevcut. Cihaz pilini değiştirebilmek, ya da cihazı bilgisayara bağladığında onu bir taşınabilir disk gibi görebilmek ya da daha önemlisi cihaz üzerindeki depolama alanını arttırabilmek gibi konularda Android’in hala kullanıcılarına daha fazla seçenek sağladığı bir gerçek. Tabii ki Apple’ın bu konuda hakkını yememek gerek. Bu durum Apple’ın bir yetersizliği değil, tüm ürünlerinde uyguladığı “Kapalı Platform” tercihinden kaynaklanıyor.
Elde olan veriler ile iki platform karşılaştırıldığında, Android’in daha açık ve kullanıcısına daha fazla özgürlük tanıması ile, iOS’in ise daha sade ve sezgisel kullanıma ağırlık vermesi ile öne geçtiği çok açık. Üreticilerin bu tercihleri, kullanıcıların da hangi platform ve ürünü seçecekleri konusunda tercih sebebi oluyor. Şimdi iOS kullanıcıları, tanıtılan özelliklerin nasıl kullanılacağını, lansmanı yapılacak yeni ürünlerin neler olacağını ve Apple’ın duyuracağı diğer muhtemel değişiklikleri dört gözle bekliyorlar. Duyumlara göre Apple, 9 Eylül’deki toplantıda ve muhtemelen devam eden dönemde, aşağıdaki ürünleri tanıtacak:
– 4.7″ ve 5.5″ lik iki yeni iPhone (iPhone 6)
– Bileğe takılan ve Apple’ın ilk giyilebilir teknoljik ürünü olacak bir akıllı cihaz (iWatch)
– Yeni nesil iPad Air ve iPad Mini cihazlar
– 12.9″ ekranlı yeni “Dev” iPad
– Süper Net Retina ekranlı yeni MacBook (muhtemelen MacBook Air)
– Yeni nesil Apple TV
Bunlar şimdilik tabii ki sadece tahmin ve kullanıcıların dileklerinden ibaret. Önümüzdeki günlerde bu konuların daha fazla konuşuluyor olacağı çok açık. Bakalım Apple bu yarışta biraz geride kaldığı Android’e yaklaşabilecek ya da geçebilecek mi?
Not: iOS 8 özellikleri ile ilgili görseller apple.com’dan alınmıştır.
9 Eylül’de Apple’ın yapacağı iPhone 6 (ve tabii ki diğerleri de) lansmanı ile iOS 8’in çıkışı yaklaştıkça, bu konuda daha da fazla bilgi ve dedikodu yayılmaya başlıyor.
Business Insider’ın haberine göre, birçok büyük firmanın (Google, Microsoft, HBO, Runkeeper, vb) uygulama testleri için destek aldıkları dünyaca ünlü test şirketi Applause’un CMO’su Matt Johnston’un demeci oldukça ilginç. Johnston, kullanıcıların iOS 8 ile çalışmayı “Sihir” gibi bulacağını söylüyor ve ekliyor:
“Özellikle uygulama geliştiricilerin, iOS 8 ile gelen özelliklerden faydalanarak ürünlerini farklılaştırabilir ve kullanıcılarının aklını başından alabilirler.”
Özetle, iOS 8 kullanıcılarını ilginç günler bekliyor.
Altuğ TATLI
2.9.2014