Size yüz yıl sonra dünya nasıl bir yer olacak diye sorsam nasıl yanıt verirsiniz? Bundan bir asır sonrasını tahmin etmek mümkün olabilir mi?
Live A+ olarak geleceği tahmin etmek üzerine bir zihin jimnastiğini bundan birkaç ay önce Geleceğin Dünyası Nasıl Olacak başlıklı bir yazı dizisiyle yapmaya çalışmıştık. O yazımızda yapılan tahminler bile muhtemelen bundan en fazla 10-15 yıl sonra gerçekleşebilecek öngörüler etrafında yoğunlaşmaktaydı.
Bu günün teknolojisinin kavuştuğu hız daha uzun vadeli tahminlerin gittikçe havada kalmasına sebep oluyor demek çok da yanlış olmayacaktır.
Peki, bundan 100 yıl önce yaşayan fütüristler sizce bugünü nasıl tahmin ediyorlardı? Bu konuda çok fazla kafa patlatan insan var mıydı bilmem ama Jean-Marc Côté ve arkadaşlarının Fransa’da, 1899 ile 1910 yılları arasında 2000 yılına dair yaptığı öngörülerin çizimleri mevcut.
O dönemde sigara paketleri içine yerleştirilen kartlar şeklinde, sonraki dönemde ise kartpostallar olarak tasarlanan bu çizimler o günün teknolojisi ve bilgisi kullanarak bu günü fantastik bir şekilde nasıl tahminlediklerini, bu günün o günden nasıl göründüğünü gözler önüne seriyor.
Bu çizimlerden en az 87 tanesi bu güne erişebilmiş durumda. Kartların ilk serisi 1900 yılındaki Paris Dünya Fuarı için çizilmiş. Kartlar, bazı finansal problemler sebebiyle planlandığı gibi dağıtılamamış olsa da bu çizimler yıllar sonra ünlü Bilim Kurgu yazarı Isaac Asimov’un eline geçiyor ve Asimov bu çizimleri 1986 yılında “Futuredays: A Nineteenth Century Vision of the Year 2000” adıyla kitaplaştırıyor.
Çizimlerde yer alan bir asır sonrasına dair tahminler, göründüğü kadarıyla üç ana başlık altında yoğunlaşmış görünüyor:
Uçan makinalar ve insanlar:
Bu kapsamda en dikkat çekici olan kanat ve pervaneler ile uçan kişisel araçlar.
Örneğin bir motorsiklet gibi üzerine oturduğu kanatlı uçan aracıyla mektup dağıtan postacı, veya bir sırt çantası gibi sırtlarına astıkları kanat mekanizmaları ile yüksek bir binadaki yangına müdahale eden itfaiyeciler ya da kişisel uçaklarıyla uçarak seyahat edenlerin oluşturduğu trafiği kontrol eden yine kanat mekanizmasıyla uçan trafik polisi gibi.
Evet, belki kişisel uçan araçlar henüz bu derece yaygınlaşmadı. Ancak ilginç bir tesadüf olsa gerek, bu yazının yazıldığı tarihten günler önce gazeteler Dubai’nin, itfaiye teşkilatı için sırtlarına takılarak itfaiyecileri uçuracak “jetpack” ler sipariş ettiğini duyurdu. Muhtemelen “uçan” adamların diğer meslek dallarına yayılacağı günler çok uzak olmasa gerek.
Çeşitli kollar ile kontrol edilen mekanik otomasyon makinaları:
Bu da çizimlerde sıkça rastlanan bir tahmin olarak görünüyor.
Örneğin, oturduğu yerden hareket ettirdiği kollar ve onlara bağlı kablolarla kumanda ettiği tarım makinaları ile tarlasındaki mahsülü toplayan bir çiftçi veya benzer bir mekanizma ile bir yandan saç ve makyajını yaparken bir yandan evini temizleyen bir hanım, bir tarafta yer alan ölçüm aletlerinden elde ettiği verilerle hemen diğer tarafta bulunan ve raftaki kumaşı kendisi alarak, belirlenen ölçülerdeki elbiseyi hemen hazırlayan makinası ile bir terzi ya da içine atılan kitaplardaki bilgileri, kolla çevrilen bir mekanizma sayesinde ve kablolar üzerinden her sıradaki öğrencilerin kafalarına yerleştirilen cihazlar ile direk olarak öğrencilerin beynine transfer edilmesini sağlayan makinası ile bir öğretmen.
Bu son cihaz aslında Matrix filminin esin kaynağı bile olabilecek kadar başarılı bir tahmin. Diğer örnekleri ise, bire bir benzer şekillerde olmasa bile artık günlük hayatımızda kullanıyoruz. Evde kullanılan her türlü elektrikli cihaz bu konuda bir örnek sayılabilir.
Su altının tıpkı su üstü gibi kullanılması:
Sanatçı, 2000’li yıllarda suyun altının da tıpku üstü gibi günlük hayatta kullanılabileceğini öngörmüş.
Burada en çarpıcı örnekler, deniz altında oynanan kriket maçı, balıkların üzerine binilerek yapılan bir yarış, denizatlarına binilerek yapılan at gezintisi, bir balinaya bağlı olarak hareket eden su altı otobüsü veya balık avının tam tersi yöntemle, suyun altındaki insanlar tarafından suyun yüzeyine uzatılan oltaları ile yapılan martı avı sayılabilir.
Her ne kadar su altındaki yaşamın sosyal hayatımıza bu derece girmediğini kabul etmek gerekiyor olsa da, teknolojik anlamda burada tahmin edilen cihazların önünde büyük engeller bulunmadığı da bir gerçek.
Peki sizce 100 yıl sonra günlük hayatımız nasıl olacak?
Görseller: publicdomainreview.org
Kapak görseli: venturevillage.eu
Bir yanıt bırakın