Bugün 28 Aralık 2014 Pazar. Dün gece yarısı oturup son düzenlemelerini yapmaya başladığım Stephen King yazısının kabasını sabaha karşı saat 05:00’de bitirdim. Daha önce yapmış olduğum araştırmalar ve taslak metinler için harcadığım zamanı saymazsak, sadece son eklemeler ve düzeltmeler için gecenin bir yarısından sabahın neredeyse ilk ışıklarına kadar aralıksız 5 saat zaman harcamışım. Ancak o 5 saat bana 20 dakika gibi geldi. Zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadan.
Hatta o kadar süre bana göre bu yazı için yetmedi bile. Yazıyı az önce yayına alana kadar yine saatler boyu üzerinde oynadım. Hayır, elimin ağır olmasından değil. Yazdıklarımın bana hep yetersiz gibi gelmesinden.
Aynı hisleri bu sitenin ilk yazılarından Heat ve The Shawshank Redemption için de yaşamıştım. Bilgisayar başında geceler boyu geçen saatler sanki dakikalar gibi gelmişti. Oysa bu bahsettiğim yazılar sitede yayınlanan en uzun yazılardan. “Bir ‘Kral’ın Hayatı: Stephen King” yazısı 1891 kelime ile diğerlerinden oldukça kısa bir yazı aslında. “The Shawshank Redemption Hakkında Öğrenmek İsteyeceğiniz Herşey” yazısı 4067 kelime, “Heat’i Tekrar Tekrar İzlemek İçin 10 Neden” yazısı ise tam 5488 kelime. Yine de benim için yetersizler. Sonsuza kadar yazsam devam edebilecekmişim gibi gelen yazılar. Okuyucuyu sıkma pahasına uzun olmasına izin verdiğim yazılar. Ama daha kısa yazarsam konuya ve kendime ihanet edecekmişim gibi geldi. Yani yazmak zorundaydım.
Bunun sebebi, sevdiğim konuda yazmak olsa gerek. Bahsettiğim konuları o kadar severek yazdım ki, yazmam hiç bitmesin istedim. Bu sayede yazdıklarımı da çok sevdim. Severek yazmanın bir ödülü bu. Çok beğendiğin bir kitabı okurken veya filmi izlerken aldığın keyif gibi sevdiğin bir konuda yazmak. Yemek sonrası favori tatlını yemek gibi. Ya da yazıyı yayınladıktan sonra okunduğunu görmek veya güzel eleştiriler almak, çocuklarının kıkırdayarak mutlu bir şekilde birbiri ile oynamasını izlemek gibi.
Bu yüzden yazıyorum sevgili okuyucular. Beğenerek okunuyorsam tatlımın üzerine bir kaymak geliyor. Tatlımın kaymağının eksik olmamasını diliyorum.
Sevgilerle,
Yazmadan zevk alan insanlar arasında olduğumuz icin kendimizi şanslı görüyorum Altuğ Bey .Yazı sevgisini iyi ifade etmissiniz.Saygilar
Cem Bey, yorumunuz çok doğru. Yazmaktan keyif almak bir şans ve ayrıcalık. Tadını çıkarmak da bizim elimizde.
Sevgiler, Saygılar